초록 열기/닫기 버튼

The Presidency of Religious Affairs (the Diyanet) is a unique bureaucratic structure authorized to address the religious service needs of citizens in Turkey’s secular system. For a long time, it was characterized by under representation of women in its ranks. The longstanding quest of educated religious women for recognition of their expertise and integration into this institution coincided with a policy reorientation in the early 2000s, to expand the Diyanet’s appeal for women through its enlightenment and educational functions. Under the Justice and Development Party (AKP) governments, the issue of gender disparity has been addressed through a new strategy of increasingly recruiting women graduates from Theology faculties. However, despite a ‘feminization’ process undertaken via the pro-women reforms of its organizational structure, the Diyanet’s institutional and political-ideological limitations are intertwined with prevailing gender norms and patriarchal conventions. This article inquires into the gendered dynamics and predicaments that have constrained the status and roles of its women officials and impacted their empowerment prospects. Nevertheless, as women have started to exercise religious authority with men in the Diyanet’s enduring male-dominated structure, the recognition for their expertise, professional commitment, and the potential impact of their work have reinforced the social significance of women’s roles.


Türkiye’nin laik sistemi içerisinde, Diyanet İşleri Başkanlığı, (the Diyanet), vatandaşların dini hizmet ihtiyaçlarını karşılamakla görevli özgün bir bürokratik yapıdır. Kurumda görev yapanlar arasında kadınlar çok uzun bir dönem azınlıkta olmuşlardır. Eğitimli dindar kadınların süregelen ve uzmanlıklarının tanınması ve kuruma entegre edilmesi talepleri, 2000’lerin başında Diyanet’in aydınlatma ve eğitim işlevleri yoluyla kadınlara daha fazla ulaşabilmek amacıyla başlattığı bir politika değişikliğini de beraberinde getirmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetleri döneminde, İlahiyat Fakültesi mezunu kadınların artan sayıda istihdam edilmesiyle kurumdaki toplumsal cinsiyet dengesizliğine karşı bir açılım gerçekleştirilmiştir. Ancak, yapısındaki kadınlar lehine gercekleştirilen reformlar ile ortaya çıkan ‘kadınlaşma’ sürecine rağmen, Diyanet’in kurumsal ve siyasi-ideolojik kısıtları gayri resmi toplumsal cinsiyet normları ve erkek egemen geleneklerle içiçe geçmiş şekilde etkin olmaktadır. Bu makalede, toplumsal cinsiyet dinamiklerinin etkisiyle kadın din görevlilerinin statüleri ve rollerini belirleyen ve güçlenme olasılıklarını etkileyen açmazlar incelenmektedir. Bununla birlikte, kadın din görevlilerinin rollerinin toplumsal önemi, devam eden erkek-egemen yapı içerisinde dini otoriteyi kullanma sürecinde uzmanlıklarının kabul görmesi, mesleklerine bağlılıkları ve çalısmalarının potansiyel etkisi dolayısıyla güçlenmektedir.